- Home >
- Shoxx Vol.128 feat the GazettE Türkçe Çeviri
Bu seferki konumuz 「A'dan Z'ye Sorular Koleksiyonu」Ama bu A'dan Z'ye
sorularımız sadece müzik kariyerleriyle ilgili şeyler içermeyecekler... Bu
A'dan Z'ye sorularımıza yanımızda bulunan beşli, hayatlarının farklı
kısımlarından anılar anlatarak cevaplar verecekler.
Bu the GazettE röportajında, okuduğunuz zaman「Eh~! Bu kadar detay şeyleri konuşmak
doğru mu?」diye
düşündüğünüz olacak. İyi eğlenceler, röportajın tadını çıkarın!
.•.*~◆~*.•.
A'dan Z'ye Şok Edici Tecrübeler
-Birini sevdiğiniz ve sevildiğiniz bir zamana ait bir anı?
Kai: Lisedeyken「oldukça sevimli」olduğunu düşündüğüm bir kız vardı, ve
sınıfta ben ona bakarken hep göz göze gelirdik. Ben de buna dayanarak「İşte
budur!」diye
düşünüp tüm cesaretimi toplayarak「Eve beraber yürüyelim...」okul
dışında bir şey yapmaya davet ettiğim o gün 「Gelemem」deyip tüm ümidimi yıktı. Sonraki gün
veli toplantısı yapılıp bittikten sonra yine davet ettim ve o da yine davetimi
reddetti ve「Eve
annemle gidiyorum, o yüzden.」dedi. Üçüncü gün sonunda eve birlikte yürüdük. O zaman da
bana「Neden
eve birlikte gidiyoruz?」diye sordu, o an aklıma söyleyecek「Benim hakkımda ne
düşünüyorsun?」gibi
düzgün bir şey gelmedi ve「Çünkü senden hoşlanıyorum.」diyerek ona açıldım. Bunu söyledikten
sonraki ilk karşılaşmamızda「Konuşacak bir şeyimiz yok.」dedi ve aramız önceden olduğu zamanki
haline geri döndü. Ve böylece aşk hakkında yanlış tahminlerimle şok edici bir
tecrübe yaşamış oldum.
Aoi: Hoşlandığım bir kızla beraber olduğum zaman ne zaman ayrılıp evlerimize
dönme vaktimiz gelse göğsümde hep aşkın acı verici sancısını hissederdim.
Ruki: Bir ortaokul öğrencisiyken biriyle Disneyland'de bir randevuya çıkıp
birlikte "It's A Small World" binmiştik. Suyun üstünde yavaşça
ilerlerken kız kafasını omzuma koyunca「Bu kız... kesinlikle bana aşık.」diye
düşünmüştüm. (güler)
Uruha: Çok sevimli bir köpeğim vardı ve o öldüğü zaman onu gerçekten ne
kadar çok sevdiğimi anladım ve o zaman kendimi tutamayarak köpek kulübesinin
önünde ağlamıştım.
Reita: 18 yaşımdayken, stüdyoda o zamanki grubumlayken bana neredeyse tüm
çocukluğumdan beri bakmış olan büyük babamım ölüm haberini almıştım. Haberi
duyar duymaz tüm yol boyunca ağlayarak eve kadar koştum. Ama yoldayken de aynı
zamanda şunu düşündüm「Onun bana verdiği sevgiye karşılık verebilmeyi
başarabildim mi?」
-Hiç bir şeyin sizi etkileyen olay veya birilerinin duygularınıza dokunan
bir şeyler söylendiği oldu mu?
Reita: Eski grubumda, hep birlikte kaydettiğimiz bir parçanın cover'ının son
halini dinlediğimizde çok etkilenmiştim. Özellikle en son sözlerle birlikte
dinlediğimde tüylerim diken diken olmuştu ve diğerleri de benimle aynı
duyguları yaşıyor gibiydi. (güler)
Ruki: Ortaokulda sağlık bilgisi dersindeyken AIDS hastalığını işliyorduk. Ve
sınıfta (bununla ilgili)『My Friend Forever』filmini izleyince hepsi üst üste
gelince duygularıma dokundu ve çok fena ağladım.
Uruha: Daha anaokuluna giderken ailemle eğlenmeye denize, sahile gitmiştik.
Ablamla ikimiz plastik bir salla açıklara doğru kürek çekmeye başlamıştık ama
sonra sal battı. Ablam telaşla kıyıya yüzdü ama ben o zamanlar daha yüzmeyi
bilmediğim için orada boğuluyordum. Sonra babam sahilden denize atlayıp beni
kurtarmak için yüze yüze yanıma geldi. Bu olay beni çok etkilemişti.
Aoi: Başkente (müzik yapmak için) gitmek için gece otobüsüne binecektim, ama
ben otobüs durağında beklerken birkaç arkadaşım gelip「Elinden gelenin en
iyisini yap.」
deyip beni uğurlamışlardı. Bu da beni gerçekten çok etkilemişti.
Kai: 『Final
Fantasy X.2』video
oyunun sonunda çok etkilenmiştim.
-Elveda dediğiniz bir anınız?
Ruki: Sevdiğim bir insana「Elveda deme vakti çoktan gelmiş, üzgünüm.」dediğim
zaman göğsümü sıkıştıran bir hisle ağlıyorum.
Uruha: Gerçekten çok hoşlandığım biriyle kavga ederek ayrılmıştık ve sonra
ümitsizce tekrar onunla olmaya çalıştım ama işe yaramadı. Bu zaman içerisinde
part-time işime gitmedim ve üşütüp hastalandım. Yani kalbimin kırıldığıyla
kaldım.
Aoi: Memleketimden, ailemin yanında ayrılıp Tokyo'ya dönerken ailem hep
kapıdan beni geçirirler. Kalbim o zaman daha gitmeden, geri onlara dönmek için
çırpınıyor.
Kai: Terk edilsem bile büyük ihtimal farkına bile varmam. O yüzden önceden
bir kızı arayıp da telefon numarasını değiştirdiğini görünce çok şaşırmıştım.
Reita: Ablam liseden mezun olduğunda çalışmak için bir şirketin yurtlarına
yerleşmesi gerekti. Evden ayrılacağı gün birden ağlamaya başlayıp gelip bana
sarıldı. O an ben de ağlamaya başladım... ama maalesef bu olaydan kısa bir süre
sonra yurttan ayrılıp eve geri döndü ve annemin evi, babamın evi ve yurt
arasında gidip geldi sürekli. (güler)
-Birinin size「Sana
yalvarırım beni affet!」 dediği bir zaman?
Reita: Tüm üyeler benden şaka yapmamı ister. Ama her şaka yaptığımda da
tepki「Rezaletti.」oluyor.
Eğer sürekli böyle yapacaklarsa en başından hiç sormasalar ya!
Ruki: Bazen ismi lazım olmayan, şu an bu röportajda da bulunan bir üyemiz
bende kalır. Halletmem gereken işler olduğunda ertesi sabah evden erken
çıkarım. Vee ve geri döndüğümde yerler hep beyaz begaz kırıntı olmuş oluyor ve
halılarda orada unutulmuş, sönmüş sigara izmaritleri oluyor. Ve saç
düzleştiricisin fişi karman çorman halde hala fişe takılı olmuş oluyor. Eve
dönüp de bu manzarayla karşılaşınca kendi kendime 「Affet gitsin.」
diyorum.
Kai: Özür dilerim... Lütfen beni bağışla. (güler)
Uruha: Ortaokuldayken futbol kulübüne katılmıştım ama iyi bir klüp olarak
bilinmesine rağmen namı sadece ismindeydi. İnsanlar bunu fark edinceyse
gerçekten spor merkezli iyi bir yere dönüştü ve de bu takım içinde sürekli
tartışmalar çıkmasına sebep oldu. Ama tartışmaların sonun hep 「Seni
affedemiyorum.」ile
biterdi.
Aoi: Her zaman insanları affetmek üzerine düşünmüşümdür ama asla böyle bir
şey yapmadım.
-Gerçekten çok ağlamak istediğiniz bir zaman?
Kai: Aslında şimdi anlatacağım biraz daha the GazettE'e resmi olarak
katılmamla ilgili, benin gruba katıldığım günden sonraki gün bir sahne
performansı vardı ve Ruki bana 「Yarın çalıyorsun」dedi. Ben de deliler gibi şarkıları
hatırlamaya çalışıyordum. Tahmin edebileceğiniz gibi o gün kalbim deli gibi
atıyordu. O gün bir de fanlar bana 「Ne kadar acınası...」falan
deyince ağlamıştım.
Aoi: Sanırım bunu daha önce birkaç derginin röportajında daha söylemiştim
ama annem telefonda bana 「İyi şanslar」 dediği zaman biraz ağlamıştım...
evet işte ağlamıştım.
Ruki: Daha önce gezinirken bisikletimi evin yakınlarındaki bir parka
bırakmıştım, kısa bir süre sonra geri döndüğümdeyse bisiklet yok olmuştu. O gün
neredeyse eve ağlaya ağlaya dönecektim. Aileme gerçeği söyleyemedim, yalan
söyleyip「Bir
arkadaşa ödünç verdim.」dedim. Ama sonra「Bisiklet bize lazım, bize ödünç ver.」dediler.
Yine yalan söyleyip「Anahtarı kaybettim.」dedim. Onlar da「Yedek
anahtarlar vardı, onları ver.」dedikleri zaman artık doğruyu söylemek zorunda kaldım ve
bana çok kızdılar... ertesi gün polise gittiler ve dönünce「Bisiklet
burada.」diye
bisikleti getirdiler. Bisikletimi ve plakasını yeniden gördüğüm zaman elim
ayağıma titredi... O zaman gerçekten çok ağladım.
Reita: "Bugün çıkıp biraz araba süreyim" demiştim bir gün. Sonra
yakınımda arabamı park ettiğim parka gittim ama bir baktım ki arabamın dört
lastiği de çalınmış. Ben de hemen polise gittim, durumu anlatınca polis bana
sadece 「Hn?」diye
tuhaf bir tepki verdi. O an çok sinirlenmiştim ve gerçekten çok ağlamak
istedim.
Uruha: İlkokuldayken dersimin erken olduğu bir gün, neden bilmiyorum ama
arkadaşlarımla dersi ekip bir spor mağazasına oyalanmak için girdik. Ama biz
mağazada gezinirken dükkanın sahibi bizi gördü ve ailelerimizi aradı. O zaman
göz yaşları içinde ağlayarak gelen annemi görünce özür dilemiştim ve ben de
ağlamıştım. Bir daha ailemi göz yaşları içinde görmek istemedim.
-Çok utandığınız bir zaman?
Kai: Tek başıma boş boş amaçsızca dolaşırken kendimden utanmıştım.
Uruha: Bu seferki de lisedeyken başıma gelmiş bir olay. Öğle yemeğimi
sınıfta öğle tatilinden önce erkenden yemiştim ve sonra da uyuyakalmışım.
Rüyamda da kendimi inşaat halindeki çok katlı bir binaya tırmanırken görüyordum
ama tırmanırken düştüm ve nedendir bilmiyorum, geriye doğru sıçramışım ve bu da
arkamda oturan kızı korkutmuş ki 「Kya!」diye bağırdı. Okulda hep cool
takılırdım, kendi kendime「Lanet olsun!」deyip sanki hiçbir şey olmamış gibi
uyumaya devam ediyormuş gibi davrandım ama arkamdan kızın kıkırdadığını
duyabiliyordum. O zaman gerçekten çok utanmıştım.
Ruki: Hokkaido sahne performansımızda olan bir olay, nedense benim ayağıma
çok büyük olan ayakkabılar vardı ve ben de onları giymiştim ve özellikle de
sahneye çıkmadan önce iyice bağlamıştım bağcıklarını. Ama oldukça sert bir
şarkının ortasında bacağımı bir tarafa sallayınca ayakkabı ayağımdan fırlayıp
seyircilerin önüne düşünce gerçekten aşırı süper derece çok utandım. Ve de yine
sahnenin ortasında o ayakkabıyı giyip bağcığını bağlarken de aynı şekilde
utanıyordum.
Reita: Evde giydiğim normal günlük kıyafetlerimle bileğime bir grubun
bilekliğini takmış bilgisayarı açıp koltukla monitör arasında gelip giderek
açtığım şarkıyı söylüyormuş gibi yapıyorken tam o sırada kız kardeşim kapıyı
açıp içeri girip beni o halde görmüştü. Çok çok utanmıştım.
Aoi: İnsanlar eski konser videolarını dinledikleri veya izledikleri zaman
çok utanıyorum.